Seyir Defteri – Rana Demiriz ile Boğazın İncisi Beylerbeyi Sarayı – Kuzguncuk Gezisi

Târihî dokusunu koruyan evleri ve Boğaz’a açılan sokakları ile gezmesi ayrı bir keyif veren Kuzguncuk’u geziyoruz! Saat 10:00’da Osmanlı padişahlarının yazlık olarak kullandığı, muhteşem detaylarla zarif bir şekilde işlenmiş, Boğaz’ın incisi Beylerbeyi Sarayı ziyaretimizle başlıyoruz. Ardından Kuzguncuk’a yürüyeceğiz. Yürüyüşümüz esnasında Boğaz’ın son yalı camilerinden olan Üryânîzâde Esat Efendi Câmisine uğrayacağız. Burası Üsküdar’dan Beylerbeyi’ne giden sâhil yolunda, Abdullah Ağa Caddesi Durağı’nın hemen hemen karşısına denk gelen mütevazi bir cami.

Buradan çıkıp zarif bir mimariye sahip olan Cemil Molla Köşkü’nü tanıyoruz; kendisi ve âilesi hakkında bilgi ediniyor, köşkün hikayesini dinliyoruz. Kuzguncuk’a doğru yürürken Nakkaştepe’ye adını vermiş Baba Nakkaş’ı ve semtin diğer köşklerini konuşuyoruz. Perihan Abla, Ekmek Teknesi, Hayât Bilgisi gibi dizileri üzerinden bir semt anlatısı eşliğinde Kuzguncuk sokaklarındayız…

Kuzguncuk Bostanı’nı da görmemizin ardından semtin gayrimüslim kimliğini daha yakından tanıyoruz. Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi ve Ayios Panteleimon Rum Ortodoks Kilisesi’ni dışarıdan görüyor, Bet Yakov Sinagogu ve Bet Nisim Sinagogu hakkında bilgi alıyoruz. Kuzguncuk’un farklı inanç gruplarına mensup halklarını dinliyoruz. Mustafa Kemâl’in, Ali Fuad Cebesoy’un, Nâzım Hikmet’in, Rıfat Ilgaz’ın Kuzguncuk’taki yeri ve onların Kuzguncuk günlerinden bahsederek gezimizi bitiriyoruz.